KAPTANIN SEYİR DEFTERİ_9
KIZIM ZİYARETİME GELDİ (HAYFA-ALGECİRAS-BALTIMORE-LİZBON-QUEBEC-TOKYO SEFERİ'NDEKİ PERSONEL SORUNLARI (2))
Amerika’ya yaptığımız seferin olumsuz yanları yanında, beni mutlu eden yönleri de vardı. Baltimor limanına gidiyorduk ve kızımı görecektim.
Bir yıl önce evlendirip ABD’ye yolcu ettiğim kızım o sıralarda Washington’da ikamet ediyordu. Baltimor ile Washington arası arabayla bir saat idi ve gelişimi bildirmiştim.
Baltimor Limanı’nın kömür yükleme iskelelerinden birine, öğlen saatlerinde yanaştık. Liman giriş formaliteleri tamamlanmış ve kamarama geçmiştim.
Bir süre sonra, kamara kapım çalındı. Kapıyı açtığımda çok güzel bir süprizle karşılaştım. Karşımda kızım ve damadım vardı. Yanlarında koca bir bavul ile gelmişlerdi. Babalarına getirdikleri hediyeleri doldurdukları bir bavul!
Biricik kızımla hesapta olmayan bu buluşmada, baba-kız bol bol hasret giderdik. Daha sonra da salona indik, personelle beraber yemek yedik.
Mutlu iken zaman çabuk geçer derler. Öyle de oldu, havanın kararmaya başladığı bir zamanda onları gemiden uğurladım.
Baltimor-Lizbon seyri esnasında yeni seferin talimatları da gemiye ulaştı.
Yeni talimatta; Kanadanın Quebec Limanı’ndan yaklaşık 100 bin ton işlenmiş demir cevherini Japonya’nın Tokyo Körfezi’indeki bir limana getirmemiz isteniyordu.
Seyir mesafesi olarak o zamana kadar yaptığım en uzun seferdi.
Ageciras’ta deport ettiğim 2’nci çarkçıdan sonra da devam eden personel sorunları nedeniyle de en yorucu olanıydı.
Sorunlar; Türk 3‘ncü kaptan ve aşçıbaşı ile Filipinli stajyerden kaynaklanmıştı.
MV Anastasia ile ikinci kontratımda; Hayfa-Algeciras-Baltimor-Lizbon-Quebec-Singapur-Tokyo seyir rotaları.
Kanada’nın Saint Lawrence Körfezi’ne girdiğimiz sıralarda, 3’üncü kaptan kamarama geldi;
‘‘Süvari Bey! Konuşabilirmiyim?’’
‘‘ Hayrola Beşir, bir sorun mu var?’’
‘‘Evet efendim! Az önce kardeşimle konuştum, babam kalp krizi geçirmiş’’
‘‘ Çok üzüldüm! Geçmiş olsun! Şimdi durumu nasılmış?’’
‘‘İyiymiş ama bir hafta sonra ameliyat olacakmış. Ben de yanında olmak istiyorum. Uygun görürseniz Quebec’te gemiden inmek istiyorum Süvari Bey!’’
Lizbon’da gemiye katılan ve 2 haftadır gemide olan bu zabit hakkındaki ilk izlenimlerim olumlu değildi. Gemiye çalışmaktan çok macera yaşamak için gelmiş gibi halleri, işlerini yapmadaki isteksizliği baştan beri dikkatimi çekmişti.
Bu son haber de pek inandırıcı gelmemişti doğrusu. Gerçek olma ihtimali de vardı.
İsteğini uygun buldum ve değiştirilmesi için şirketten talepte bulundum.
Şirket de talebimi uygun bulmuştu ancak yerine gelecek 3’üncü kaptanın vize işlemleri geminin kalkışına yetiştirilememişti.
Buna rağmen işime yaramayacağını anladığım ve yalan söylediğinden şüphelendiğim bu zabitin gemiden indirilmesini istedim.
Öyle de oldu, Quebec’te gemiden indirdim.
Bu sıralarda, sosyal medyayı etkin şekilde kullanan çarkçıbaşım, bu zabitin ikiz kardeşi ile yaptığı face book mesajlarına bir şekilde ulaşmış ve bana da göstermişti.
Mesajlarda babaları yakında ameliyat olacak çocukların üzüntüsü bir yana, iki kardeşin laubali yazışma tarzı vardı. Bu da yalan söylemiş olduğunun deliliydi.
Yaklaşık 2 ay sürecek Kanada-Japonya seferde, 3’üncü zabitin köprü üstü vardiyalarını tutmak bana kalmıştı. O şahsın yaratacağı sorunlarla uğraşmak yerine, günde 8 saatlik ilave iş yükünü bilerek kabul etmiştim.
Takip eden paylaşım başlığı; ‘’Tuz Bitti Süvari Bey!’’