Gemide çalışma kuralları, dünyanın tüm ticaret gemilerinde uygulanan uluslararası kurallardır, ülkeden ülkeye değişmez. Bu sebeple aynı gemide ilk defa karşılaşan farklı ülkelerin gemicileri uyum içinde çalışabilmektedir.
Gemide çalışma hayatı; denizin ve seferlerin değişken tabiatı nedeniyle dinamiktir. Gecenin geç saatlerinde limana yanaşmak durumunda olan bir gemide, manevra için personelin görevlerinin başında olması zorunludur. Bir arıza halinde de ilgili personelin sorun çözülene kadar görevinin başında olması esastır. Bu gibi zorunluluklar nedeniyle gemide çalışma sürelerinin ucu açık hale gelmiştir. Ancak bunun da sakıncaları görülmüş; hem kişileri hem de gemi faaliyetlerini ortak bir zeminde buluşturan çalışma kuralları, uluslararası sözleşmelerle esaslara bağlanmıştır.
Kontrat süreleri ortalama 6 aydır. Bazen bu süre aşılarak bir seneye varabilen gemi çalışma hayatı oldukça yorucudur. Buna sevdiklerinden uzakta olmak da eklenince, yoruculuğu daha da artar.
Gemi yaşamının monotonluğunu aşmak için sosyal faaliyetler yapmak önemlidir. Sosyal yaşamı canlı tutmak için, mangal partisi ve doğum günü partisi yapılması yaygın uygulamalardır. Ayrıca yeni yıl ve babalar günü gibi uluslararası kutlamalar da yapılır.
Kaptan olarak gemi içi sosyal faaliyetlere özel önem veririm.
Doğum günleri gibi sıkça ortaya çıkan parti düzenleme vesilelerini kaçırmamaya çalışırım.
Bir gemi personelinin doğum gününü hatırlayıp ona basit bir pasta ile sürpriz yapmanın, o kişinin ve diğer personelin moralini yükselttiğini çokça gözledim.
Aklımda kalan doğum günü kutlamalarının birinden bahsetmeden geçemeyeceğim: Çarkçıbaşıma yaptığım doğum günü sürprizi.
Sürpriz günü, akşam yemeği yenmiş ve personel kamaralarına çekilmişti. Tabii ki çarkçıbaşı da.
Çarkçıbaşının kamarasında olduğunu anladığımda tüm personeli sessizce zabitan salonunda topladım.
Aşçıbaşıma yaptırdığım pastayı ve doğum günü masasını salonda hazır ettirdim.
Hazırlıklar tamamlanınca; 3’üncü kaptana: ‘‘Çarkçıbaşının kamarasına git, 2’nci çarkçı ile elektrik zabitinin salonda kavga ettiklerini söyle ve neden kavga ettiklerini sormasına fırsat vermeden oradan uzaklaş’’ dedim.
Salondaki ışıkları söndürttüm. Sözde kavgayı ayırmak ve tarafları yatıştırmak için salona derhal geleceğinden emin olduğum çarkçıbaşıyı merakla beklemeye başladık.
Bu arada 2’nci kaptana da fotoğraf makinesini hazırlatıp çarkçıbaşının salona giriş anını fotoğraflamasını istedim.
Kısa bir süre sonra, kamarasından fırlayan çarkçıbaşı salon kapısını hışımla açıp, karanlık salona girdiğinde büyük bir sürprizle karşılaşmıştı.
Tam da o sırada salon ışıkları yakıldığında, yüzünün hali gerçekten çok komikti.
Bu onun için gerçek bir sürpriz olmuş ve bu hali fotoğraflanmıştı.
Hoşgörülü çarkçıbaşımın hışımla salona daldığı andaki komik hali, kendisi ile uzun bir süre şakalaşmamın vesilesi olmuştu.
Çarkçıbaşımla daha sonraları bir alışveriş merkezinde tesadüfen karşılaşmıştık. Birbirimize dostça sarılmış ve bir süre de sohbet etmiştik. Bu sohbette:
‘’Süvari Bey! Biliyor musunuz? Hayatımda bana doğum günü hazırlayan ilk kişi sensin, bunu hiç unutamayacağım. ‘’ Dediğinde gerçekten çok mutlu olmuştum.
Gemi personelinin hazırladığı 63’üncü yaş günü partim
Bana da söylettilere
Diğer bir sosyal faaliyet de mangal partileridir.
Cumartesi veya personelin istirahatli olduğu pazar akşam saatleri bunun için en uygun zamanlardır.
Eğer deniz ve hava sıcaklıkları da uygunsa ‘’Korsan Banyosu’’ da düzenlenir.
Bu amaçla, birkaç yangın hortumu ve ucundaki pulverize su püskürten nozulu geminin kıç tarafında yüksekçe bir yere bağlanır.
Yangın pompası çalıştırıldığında nozulardan aşağı küçük bir şelale gibi güverteye akan deniz suyunun altında personel çocuklar gibi ıslanırken birbiri ile şakalaşır, ıslanmak istemeyenleri zorla ıslatıp neşelenir.
Bir taraftan da etrafı saran ızgara kokusu ile iştahlar artar, dumanı tüten ızgaranın etrafında toplanmalar başlar.
Annesinin henüz tam pişmediğini söylediği ocaktaki yemeğinden aşıran çocuklar gibi pişmekte olan etlerden, su damlayan elleri ile alırken çocuksu atışmalar ve kaynaşmalar olur.
Hem mangal partisi hem de aşçıbaşı Nesel ile gemici Reynold’un kıç üstünde doğum günü partisi
İnsanlar hangi yaşta olurlarsa olsunlar hediye almayı severler.
Ben de personele hediye verme fırsatı veren babalar gününü ve yılbaşı gününü kaçırmamaya çalışırım.
Babalar günü ve yılbaşı günü öncesinde gidilen limanlarda dışarı çıkıp, 10-20 ABD doları değerindeki mütevazi hediyeleri satın alıp kamaramda biriktiririm.
Kutlama günü geldiğinde, her birini hediye paketi olarak hazırlar ve salonda bir sehpaya dizdiririm.
Kutlama için salona gelen personel hediyeleri fark ettiğinde, merakla hediye sehpasına yönelir, paketleri yoklayıp hediyelerin ne olduğunu anlamaya çalışır ve birbirleri ile tahmin yarışına girererdi.
Hediyesini merakla bekleyen çocukların heyecanı salona yayılırdı.
Hediyeleri kura çektirerek dağıtırım.
Bir torbaya koyduğum hediye sayısı kadar numaradan birini çeken, o numaraya ait hediye paketinin sahibi olurdu.
Çektiği numaraya bakmasına izin vermeden geri alırdım.
Hangi hediye paketini almak istediğini sorduğumdaki halleri çocuksuydu. Bazıları doğrudan bir hediye paketini gösterirken, bazıları da hediye paketlerini tekrar ve tekrar yoklayarak son seçimlerini yapardı.
Çektikleri numara ile seçtikleri hediye çoğunlukla farklı olurdu.
O sırada çekmiş olduğu numaraya gizlice bakıp, seçtiği hediye ile çektiği aynıysa hediyeyi veriyor, değilse heyecanı devam ettiriyor ve numara tahmini yapmasını istiyordum.
Yüksek bir numara söylerse aşağı, düşük söylerse yukarı deyip yeni tahminlerle çektiği hediye paketini bulmasını sağlıyordum.
Son olarak da hediyeyi önümüzde açmasını ve eğer giyecek ise giymesini istiyordum.
Bunlar olurken salondaki şamatanın dozu artıyor, koca adamlar çocuklaşıyordu.
Babalar günü partisinde hediye paketini açan Ukraynalı elektrik zabiti hediyesini inceliyor. Beklediğinden daha iyi bir hediye, yüzü gülüyor.
Bir sonraki paylaşımımın başlığı; ‘‘Hüzün verici bir anı’’